Alışverişte kadın davranışları erkeklerden nasıl farklılaşır? Bunun “alışveriş hobisi” dışında içerdiği anlamlar biz pazarlamacılara neler söyler?

Bir kadın bir kıyafet mağazasının vitrininin önünden geçiyor. Hiç durmuyor. Şöyle bir vitrine göz atıyor, kapıdan içeriye bakıyor ve durmadan devam ediyor. Çünkü o mağazadaki kıyafetlerin üzerine olmadığını biliyor. Muhtemelen o kıyafetler vücudunu güzel göstermiyor. Hemen yanındaki mağazaya giriyor. Sağ taraftan mağazayı gezmeye başlıyor. Kıyafetlerden birkaç tanesini askıdan alıyor, üzerine tutuyor ve burun kıvırıp devam ediyor. Kıyafetin yakasını beğenmedi. Muhtemelen dekoltesi fazla geldi ya da kıyafet omuzlarını küçük gösterdi. Bu şekilde mağazada gezinmeye devam ediyor ve belki 10-15 kıyafete dokunuyor, bakıyor… Sadece üç dört tanesini üzerine tutuyor ve bir iki tanesini denemeye değer görüyor. O denediği eteği ise bir önceki mağazada üzerine denediği etekle kıyaslıyor. “Öteki daha güzeldi” diyor. Öte yandan o eteğin üzerine giyeceği buluzu düşünüyor. Bu kıyafete uygun ayakkabısı var mı onu düşünüyor. Kahverengi ayakkabısının tonunun bu lacivert için uygun ton olmadığına karar veriyor. Zaten bu etek de kalçasını büyük gösterdi. Hiçbir şey almadan mağazadan çıkıyor ve iki saat boyunca yedi sekiz mağazaya bu şekilde girip çıkıyor. Bazısından bir şeyler alıyor, bazısına ise sadece yeni bir şey var mı diye giriyor. Bazısına ise beğendiği ayakkabı indirime girdi mi onu görmek için giriyor… Alışverişte kadın davranışı genel olarak böyle seyrediyor.

Bir erkek bir kıyafet mağazasına doğru gidiyor. Daha önce oradan bir gömlek almıştı. Mavi. M bedeni üzerine tam oturmuştu. Ütü de kolay tutuyordu. Mağazaya giriyor, gömleği alıyor ve çıkıyor…

Henüz medeniyetin gelişmediği ilkel zamanlarda, erkek fiziki yapısı nedeniyle avcılık görevine sahipti (Hoş şimdi de çok farklı değil). Erkek, sabah evden çıkıyordu. Bazen saatlerce bir avı gözlemesi gerekiyordu ve avını en doğru zamanda onu kaçırmadan avlamak zorundaydı. Hedef ve sonuç odaklı olarak gelişti. Günün sonunda avına ne kadar zaman harcadığı değil doğru zamanda hamle yapıp avını vurup vuramadığı önemliydi.

Bugün yine erkek hedef ve sonuç odaklıdır. Bu, onun alışveriş alışkanlıklarına da direkt yansır. Çoğu zaman rasyonel değerlendirme kriterlerine sahip ve kafası biraz daha bu yönde çalışıyor. Bu nedenle erkeği bir mağaza içinde çok dolaştırmaya kalkarsanız o mağazadan hiçbir şey almadan çıkacaktır. Ona, istediği hedefe ulaşması konusunda yardımcı olmanız gerekir. Bu nedenle erkek giyim mağazalarının hemen hemen hepsinde kasa, kapının girişindedir. Bu da her zaman (özellikle de kasa önünde kuyruk varsa) iyi bir fikir olmayabilir. Ancak kasayı dükkanın en uzak köşesine yerleştirdiğinizde erkeklerin alış veriş deneyimlerini zorlaştırmış olursunuz. Tabi mesele sadece kasayla sınırlı değil. Yani kasayı uzaklaştırdınız diye satışlarınız durmaz. Ama erkekler alışveriş deneyimleri sırasında aradıklarını kolay bulmak isterler. Bunu zorlaştırırsanız onlarla olan arkadaşlığınız zarar görür. Bu nedenle pek çok erkek giyim mağazasında kıyafetler renk ve beden ölçülerine göre sınıflandırılmıştır.

Kadınlarsa erkeklerin avlanmaya gittiği o dönemlerde pek çok faktörle baş etmek zorundaydı. Yiyecek toplama, ısınmak için odun toplama, çocukları besleme, yemek pişirme, komşularla ilişkilerin iyi yürütülmesini sağlama ve yuvayı her türlü tehlikeye karşı koruma görevleri kadına aitti. Kadın, süreci iyi yönetmek ve çok sayıda işle aynı anda ilgilenmek zorundaydı. Bu, kadının fiziki ve psikolojik yapısından kaynaklanıyor. Bu günün kadını ise yine benzer eğilimlere sahip. Bir kadın başka bir arkadaşıyla konuşurken aynı anda size kulak kabartabilir, telefonundan bir mesaj cevaplayabilir ve yarın ne giyeceğini düşünebilir. Kadınlar, çok yönlü düşünebilme yeteneğine sahiptirler. Kadın için süreç ve süreçte yaşadıkları çoğu zaman sonuçtan daha önemlidir. Bunlar da kadının alışveriş deneyimlerine direkt yansır. Yani alışverişte kadın için öncelikle o alışverişi keyifli kılmanız gerekir. Kadının o mekan içinde daha hoşça vakit geçirmesini sağlamanız ve ona yeni yeni şeyler göstererek inceleme ve deneme şansı vermeniz gerekir. Onu, mağazanın içinde dolaştırabilirsiniz. Hatta İstiklal’deki bir hazır giyim markasının yaptığı gibi kasayı üst katın en uzak yerine yerleştirebilirsiniz. Üst kata giderken pek çok ürün görecek ve onlara da bakmadan geçmeyecektir. Ancak aynı şeyi erkeğe yapmaya kalkarsanız çeşit çeşit küfürler savuran çokça erkeğin mağazanızdan hızla çıktığını görürsünüz.

Alışverişte kadın ve erkeklerin beklentileri farklılık gösterir. Özellikle mağaza sahibi olan markaların kadın ve erkek psikolojisini çok iyi biliyor olmaları gerekir. Öte yandan mağazaya gelen müşterilerin tek olarak mı, kız arkadaşlarıyla mı, erkek arkadaşlarıyla mı, eşleriyle mi, anneleriyle mi geldiklerini de bilmek gerekir. Bu nedenle olayın sosyolojik boyutuna da inmek gerekir.

Kadın ve erkek farklıdır. Onların cinsel birliktelikten bekledikleri de alışverişten bekledikleriyle paraleldir. Erkek sonuç odaklıdır, kadınsa sürece önem verir…